Şehir genelindeki barajların doluluk oranı yüzde 1,69 seviyelerine geriledi. Uzmanlar ve çevre kuruluşları, bu durumu iklim değişikliği, sanayi baskısı ve plansız kentleşme ile ilişkilendirerek, acil tedbirler alınması gerektiğini vurguladı.
Bursa’da kuraklık ve yetersiz yağışlar nedeniyle içme suyu temininde önemli sorunlar yaşanıyor. Büyükşehir Belediyesi, günlük 12 saate kadar ulaşan planlı su kesintilerine başladığını duyurdu. Bu durumun, tarımsal üretimde de önemli azalmalar getirebileceği belirtiliyor.
“Su şehri Bursa, su krizi yaşıyor”
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Murat Demir, yaşanan su krizinin yalnızca kuraklık ile açıklanamayacağını ifade ederek, iklim krizinin arkasında insan faaliyetlerinin yattığını belirtti. Demir, “Su şehri olarak anılan Bursa’da artık su kesintileri başladı çünkü su kaynaklarımız tükenmiş durumda. Barajlarımızda, kente verilecek yeterli su kalmadı. Çınarcık Barajı’nın kısmi devreye alınması geçici bir çözüm sunuyor ancak kalıcı önlemler alınmıyor,” dedi.
Demir, çevrecilerin ve bilim insanlarının uyarılarına uzun yıllardır kulak verilmediğini belirterek, hükümetlerin ve yerel yönetimlerin sivil toplum ile iş birliği içinde acil eylem planları oluşturması gerektiğini ifade etti.
“Bursa sanayinin baskısını kaldıramıyor”
Demir, Bursa’nın plansız büyüme ve sanayi baskısıyla başa çıkamaz hale geldiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Yapılan barajlar, 1,5 milyon nüfusa göre inşa edildi, fakat bugün Bursa’nın nüfusu 4 milyona yaklaştı. Kentte 17 organize sanayi bölgesi mevcut ve yeni bölgeler için çalışmalar sürüyor. Sanayi tesisleri genellikle suya dayalı çalışıyor ve eski teknolojilerle üretim yapıyor. Bu tesislerin rehabilite edilmesi, su ve enerji tasarrufu sağlayan yenilikçi teknolojilere geçiş yapılması gerekiyor. Yeni sanayi bölgelerine kesinlikle izin verilmemeli.”
Su krizinin en çok etkilediği sektörlerden biri olan tarımda verimliliğin artırılması gerektiğini söyleyen Demir, geleneksel sulama yöntemlerinden vazgeçilmesi ve damlama ile yağmurlama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini dile getirdi. Çiftçilere destek verilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Bursa ve çevresindeki ormanların korunmasının iklim krizine karşı etkili bir önlem olduğunu ifade eden Demir, madencilik faaliyetlerinin orman alanlarına yayılmasının önlenmesi gerektiğini söyledi. “Ormanlarımız, iklim krizine karşı en büyük sigortamızdır. Yanan orman alanlarını yeniden ağaçlandırmalı ve madencilik gibi faaliyetlere kesinlikle izin verilmemelidir. Bursa artık ‘Yeşil Bursa’ değil, ‘Beton Bursa’ haline geldi. Mezarlıklar ve birkaç park dışında yeşil alan kalmamış durumda. Küresel ısınma, kent ısısı ve iklim krizinin birleşimi Bursa’nın yağış almasını engelliyor. Kentin sıcaklığını düşürmek ve yeşil, akıllı kent modellerine yönelmek zorundayız,” diye ekledi.
DOĞADER Başkanı Demir, hem Bursa hem de Türkiye genelinde bir “Milli Orman Seferberliği” başlatılması gerektiğini ifade ederek, şu çağrıyı yaptı: “Ormansız alanları yeniden ağaçlandırmalı ve yeni orman alanları oluşturmalıyız. Gelecek nesillerin suya erişimini sağlamak için doğayı korumak zorundayız. Bugün Afrika’daki gibi kilometrelerce yürüyüp su bulmaya çalıştığımız bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Hemen şimdi harekete geçmeliyiz.”
Yorumlar kapalı.