İSTANBUL (Bursa Kuşu) – Son dönem kronik böbrek yetmezliği yaşayan hemodiyaliz hastalarının tedavi süreçleri, düzenli diyaliz seansları, ilaç kullanımı ve hastalığa uygun beslenme ile şekillendirilmektedir. Bu tedavi planının en zorlu kısmı ise genellikle ‘hastalığa uygun beslenme’ konusunda yaşanan zorluklar olmaktadır.
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, yaz mevsiminde hemodiyaliz hastalarının beslenme konusunda daha özenli olmaları gerektiğini ifade ederek, “40 yıldır toplum sağlığı için koruyucu hekimlik faaliyetlerimize devam ediyoruz” dedi.
Erk, vakfa bağlı 3 diyaliz merkezinde hem hastalar hem de yakınları için bilgilendirme çalışmalarının sürdüğünü belirtti. “Mevsim geçişlerinin etkilerini en aza indirmek amacıyla sosyal medya platformlarımızda böbrek sağlığına dair bilgilere geniş yer veriyoruz. Hastalarımızla bir aile gibi yakınız ve onların fiziksel ile ruhsal sağlıkları bizim için önceliklidir” şeklinde konuştu.
Türk Böbrek Vakfı Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın, hemodiyaliz hastalarının beslenme planlarını doktor ve diyetisyen eşliğinde, mevsim koşullarına uygun bir şekilde sürdürmeleri gerektiğini vurguladı. Aydın, “Kan potasyum, fosfor ve albümin değerleri doğrudan beslenme ile ilişkilidir. Yaz aylarında artan meyve ve sebze tüketimi, potasyum seviyesini yükselterek kalp ritmi gibi hayati işlevleri etkileyebilir” ifadelerini kullandı. Ayrıca, sarı ve yeşil meyve-sebzelerin aşırı tüketiminin ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirten Aydın, mevsim geçişlerinde kan değerlerinin daha hassas hale geldiğini dile getirdi.
“SU TÜKETİMİ YAZ-KIŞ KONTROLLÜ OLMALI”
Diyetisyen Gökçen Efe Aydın, hemodiyaliz hastalarında su tüketiminin önemine dikkat çekti. Aydın, “Su tüketimi, özellikle idrar çıkışı olmayan veya azalan hemodiyaliz hastaları için mevsimsel olarak değişiklik gösterir. Yaz aylarında sıcaklık ve terleme ile birlikte su ihtiyacı artar. Genellikle ihtiyaçtan fazla sıvı alınması, diyaliz seansları arasında gereğinden fazla kilo ile girmeye yol açar. Bu durum, vücutta ödem, yüksek tansiyon ve kalp sorunları gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Kış aylarında ise su tüketimi daha kontrollü olmalı, ancak yine de yeterli sıvı alımına dikkat edilmelidir. Kışın hastaların su alımını yaz mevsimine göre ayarlamaları daha kolaydır” dedi.
TBV diyetisyeni Gökçen Efe Aydın, hastalar için beslenme ile kan değerleri arasındaki ilişki ve karşılaşılan durumlar hakkında bilgi verdi:
Kandaki potasyum seviyesinin yükselmesi, hastalarda kalp ritim bozukluğu, nefes darlığı, kas güçsüzlüğü, ellerde ve ayaklarda ani karıncalanma ile uyuşukluk gibi tehlikeli durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Hemodiyaliz hastalarının kan potasyum değerleri, ilaçlar, beslenme ve diyetle kısa sürede düşürülebilir. Bu sayede hastalar, potasyum yüksekliğine bağlı sorunları hızlı bir şekilde aşabilirler.
Kandaki fosfor seviyesinin yükselmesi ise kaslarda ve eklemlerde ağrı, kaşıntı, ciltte kuruluk, halsizlik ve kireçlenme gibi problemler yaratabilir. Fosfor seviyesinin kontrol altına alınması için diyet düzenlemeleri ve fosfor bağlayıcı ilaçların uzun süreli kullanımı gerekmektedir. Bu süreç, sabır ve düzenli takip ile fosfor seviyelerinin dengelenmesini sağlar; ancak tam kontrol için daha fazla zamana ihtiyaç duyulabilir.
Hemodiyaliz hastalarında albümin seviyesi, sağlık durumunun göstergesi ve tedavi başarısını etkileyen önemli bir parametredir. Mevsimsel değişimler, beslenme alışkanlıklarını etkileyerek albümin seviyesinde dalgalanmalara yol açabilir. Hemodiyaliz hastalarının en önemli albümin kaynağı olan yumurta akının beslenmelerinde mutlaka yer alması gerekmektedir. Ancak her gün yumurta tüketimi bıkkınlığa neden olabilir. Özellikle yaz aylarında havaların sıcak olması, hastaların yumurta tüketimini zorlaştırabilir. Hastaların kan albümin seviyelerini düşürmemek için kendilerine dikkat etmeleri önemlidir.