İSTANBUL (Bursa Kuşu) – Avrupa Komisyonu, Dijital Piyasalar Yasası (DMA) çerçevesinde başlattığı yeni inceleme ile büyük çevrimiçi platformların arama sonuçları ve içerik sıralamalarındaki görünürlüklerini detaylı bir şekilde analiz ediyor.
Doç. Dr. Emin Köksal, Türkiye’de dijital platformların haber ve içerik görünürlüğü üzerine yaşanan tartışmalara dikkat çekerek, Avrupa’daki bu incelemenin Türkiye’deki mevcut gündemle yakından ilişkili olduğunu belirtti.
Köksal, “Dijital platformların içerik sıralama yöntemleri artık yalnızca teknik bir tercih olmaktan çıkmıştır; bu durum rekabet, medya çeşitliliği ve kullanıcıların bilgiye erişim hakkı açısından kritik bir öneme sahiptir.” ifadesini kullandı. Avrupa’daki bu gelişmelerin, platformların editoryal gücüne ve pazar üzerindeki etkisine dair Türkiye’deki artan duyarlılık ile örtüştüğünü vurguladı.
ARAMA SONUÇLARINDAKİ ŞEFFAFLIK REKABETİ ETKİLİYOR
Köksal, dijital platformların birçok sektörde temel altyapı sağlayıcı konumuna geldiğini ifade ederek, “Google gibi platformlar, haberden e-ticarete kadar pek çok alanda kullanıcıların ilk temas noktası haline gelmiştir. Eğer arama sonuçlarında kimlerin ne kadar görünür olacağı şeffaf ve adil kurallarla belirlenmezse, yenilikçi ve küçük oyuncular rekabet şansını kaybederken, kullanıcıların farklı bilgi kaynaklarına erişimi de kısıtlanacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
DMA’nın “önce kuralı koy, ardından ihlalde yaptırım uygula” yaklaşımını benimsediğini hatırlatan Köksal, bu soruşturmanın DMA’daki kuralların yalnızca kağıt üzerinde kalmadığını ve Komisyon’un ihlal şüphesi durumunda hızlı bir şekilde harekete geçeceğini gösterdiğini aktardı.
PROAKTİF DÜZENLEMELER TÜRKİYE İÇİN ZORUNLU
Köksal, Türkiye’de de DMA’ya benzer bir dijital rekabet düzenlemesi üzerinde uzun süredir tartışmaların sürdüğünü belirterek, “Rekabet Kurumu’nun geçmişteki kararları önemli olmakla birlikte, dijital platformların hızına uygun proaktif bir çerçeve eksikliği giderek daha fazla hissedilmektedir. Avrupa’daki bu adımlar, hem kullanıcı tercihleri hem de medya ve içerik ekosisteminin sürdürülebilirliği açısından Türkiye’nin de benzer bir düzenlemeyi bir an önce hayata geçirmesi gerektiğini göstermektedir.” şeklinde konuştu.

Yorumlar kapalı.