Ercan KUTLU / İSTANBUL (Bursa Kuşu) – Maarif Platformu Başkanı ve “Yeni Bir Ölçme ve Değerlendirme Vizyonu” Çalıştayı’nın Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Çakmak, Türkiye’nin sınav merkezli eğitim sistemine yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Çakmak, eğitim sisteminin “zorunlu çöküş” aşamasına geldiğini savunarak, mevcut yapıların gençlerin düşünsel gelişimini olumsuz etkilediğini ve ülkenin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. 16-17 Mayıs tarihlerinde Bursa’da gerçekleştirilen çalıştayda dile getirilen tespitler, 26 Haziran’da kamuoyuna sunulan raporla detaylandırıldı.
“Eğitim, Nesli ve Zihni Harap Ediyor” Çakmak, “Zorunlu eğitim, giderek bir zorunlu çöküşe dönüşüyor. Sınavlar, nesli harap ediyor ve zihinleri köreltiyor” diyerek, bu durumun pedagojik bir sorun olmanın ötesinde, bir “medeniyet krizi” yarattığını vurguladı.
Yusuf Kaplan’ın “12 yıllık zorunlu eğitim, cinayete dönüşüyor; mesleki eğitimi sona erdiriyor ve sosyolojiyi yok ediyor” şeklindeki ifadelerine atıfta bulunan Çakmak, eğitim sisteminin üretim yerine tüketimi teşvik ettiğini, bu nedenle çoban, usta ve üretken bireyler yetiştirmediğini dile getirdi. Çalıştayda gündeme getirilen önemli sorular arasında, eğitimin rant kapısından nasıl kurtulacağı ve her öğrencinin farklı öğrenme hızına uygun eğitim verilmesi gibi konular yer aldı.
Çakmak, masaya yatırılan konuları şu şekilde sıraladı: “Test sorularıyla zihni kalıba sokmak, aklın köreltilmesi değil midir? Tek tip müfredat, zihnin özgür kanatlarını kırmıyor mu? Eğitimi rant kapısından kurtarmak için ne yapılmalı? Her öğrencinin farklı öğrenme hızına uygun eğitim nasıl sağlanır? İnsanın özgürleşmesi için zihni ve vicdani bağımsızlığı nasıl inşa edilir?”
“GÖLGE MÜFREDAT” ELEŞTİRİSİ
Çakmak, resmi müfredatın yerini sınav odaklı yardımcı kitapların aldığı bir “gölge müfredat”ın ortaya çıktığını iddia ederek, “Öğrencilerin ve öğretmenlerin pusulası sınavlar. Bilgi, düşünmek için değil, şık işaretlemek için var. Bu, ruhsuz bir ezbere dönüşüyor” dedi. Eğitim sisteminin bir “formalite işkencesi” haline geldiğini vurgulayan Çakmak, zihniyet devriminin zorunlu olduğunu ifade etti.
Eğitimin materyalist bir bakış açısıyla “düşünen ekonomik hayvan” yetiştirdiğini belirten Çakmak, medyanın ve tüketim kültürünün çocukları sömürüye maruz bıraktığını vurguladı. “Barbie bebeklerle büyüyen kızlarımızdan doğal güzelliklerini sevmelerini, sanal oyunlara dalan oğullarımızdan Fatih’in ruhunu bekleyebilir miyiz?” şeklindeki sorusu, düşüncelerin derinliğini ortaya koydu. Çakmak, kapitalizmin başarıyı, hırsız CEO’ların hikayeleriyle özdeşleştirerek değerleri yozlaştırdığını ifade etti.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin önemli bir başlangıç olduğunu düşünen Çakmak, modelin başarısının ölçme ve değerlendirme sisteminin yenilenmesine ve üniversitelerin bu sürece dahil olmasına bağlı olduğunu belirtti. “Mevcut ölçme araçları, yeni modelin ruhuna uymuyor. Zorunlu eğitim ve müfredat tekeli kaldırılmalı” dedi. Çakmak, çalıştay raporunda önerilen çözümleri şu şekilde sıraladı:
Medeniyet Odaklı Eğitim: Eğitim, taklitçilikten uzaklaşarak kendi kültürel ve ahlaki değerlerimize dayanmalıdır.
Öğretmenin Rolü: Öğretmenler, bilgi aktaran robotlar değil, geleceği şekillendiren sanatkârlar olmalıdır.
Esnek Eğitim Sistemi: Tek tip müfredat yerine, bölgesel ihtiyaçlara göre şekillenen esnek bir yapı oluşturulmalıdır.
Mesleki Eğitim ve Rehberlik: Erken yaşta rehberlik hizmetleriyle öğrencilerin yetenekleri keşfedilmeli, mesleki eğitim güçlendirilmelidir.
Merkeziyetçilikten Yerelliğe: Bölgesel yönetimlere yetki verilerek yerel dinamiklere uygun eğitim modelleri geliştirilmelidir.