İSTANBUL (Bursa Kuşu) – Uzmanlar, mevsim geçişlerinde sıcaklık, nem ve güneş ışığındaki dalgalanmaların bağışıklık sistemini zayıflattığını ve bu durumun bazı hastalıklara zemin hazırladığını ifade ediyor.
Özellikle üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, cilt rahatsızlıkları ve depresif ruh halleri bu dönemlerde daha sık görülüyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, vücut ısısının 36–37 dereceye ayarlandığını ve değişen hava koşullarıyla bu dengenin sağlanamayabileceğini vurguladı. Dr. Mamçu, “Eğer bu süreçte enfeksiyonlara maruz kalır ve gerekli koruyucu tedbirleri almazsak, ağır seyirli hastalıklarla karşılaşabiliriz” dedi.
Risk grubundaki bireyler için grip ve zatürre aşılarının önemine dikkat çeken Dr. Mamçu, el hijyeni, maske kullanımı, dengeli beslenme, düzenli uyku ve spor gibi alışkanlıkların hastalıklardan korunmada kritik bir rol oynadığını belirtti.
RİSKLİ GRUPLAR İÇİN AŞILAR ÖNEMLİ!
Mevsimsel geçiş dönemlerinde birçok kişinin bıkkınlık, çökkünlük, yaz günlerinin sona ermesini istememe ve karamsarlık gibi depresyon benzeri belirtiler yaşayabileceğini kaydeden Dr. Mamçu, bu hastalıkların genellikle bir hafta ile on gün arasında sürdüğünü, bazen ise bir aya kadar uzayabileceğini ifade etti. Dr. Mamçu, “Bu hastalıklar, özellikle ‘kırılgan yaş’ olarak adlandırılan 65 yaş üstü ve 2 yaş altındaki bireylerde, ayrıca kronik böbrek, akciğer veya kalp hastalığı olanlarda, hipertansiyon veya diyabeti bulunanlarda ve kanser tedavisi gören bağışıklığı baskılanmış kişilerde daha sık görülebilir.” dedi.
KORUNMANIN İLK ADIMI HİJYEN KURALLARINA UYMAK…
Mevsim geçişlerini hastalanmadan atlatmak için önerilerin, diğer bulaşıcı hastalıklara karşı alınan önlemlerle benzer olduğunu belirten Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bulaşıcı hastalık belirtileri gösteren bireylerin kendilerini izole etmesi, hastalık zincirini kırar.” şeklinde konuştu.
Covid pandemisinden edindiğimiz deneyimlerle maske, mesafe ve hijyen önlemlerinin tüm bulaşıcı hastalıklar için geçerli olduğunu vurgulayan Dr. Mamçu, “Eğer hastaysak evden çıkmamalı, okula veya işe gitmemeli, mecbur kalmadıkça toplu taşıma araçlarını kullanmamalıyız. Kullanmak zorundaysak maske takmalıyız. Kalabalık kapalı alanlara girmekten kaçınmalı ve evde kırılgan yaş grubundakiler varsa onlarla teması azaltmalıyız. El yıkamak da son derece önemli, çünkü dokunduğumuz her şey enfekte olabilir ve ellerimizi ağzımıza götürerek mikroorganizmaları vücudumuza alabiliriz. Bu nedenle el hijyenine dikkat etmeliyiz.” uyarısında bulundu.
Dr. Mamçu, ayrıca bol su tüketmenin, düzenli uyumanın, dengeli beslenmenin, yeterince taze sebze ve meyve almanın, günlük vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamanın, sigara ve alkolden uzak durmanın, açık havada egzersiz yapmanın, düzenli spor yapmanın ve mevsime uygun giyinerek vücut ısısını sabit tutmanın önemine dikkat çekti.
Yorumlar kapalı.