İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Çağrı Kılıçlı, 15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, prostat kanserinin erkekler arasında akciğer kanserinden sonra en yaygın görülen kanser türü olduğunu ifade ederek, erken teşhisin kritik önemine dikkat çekti. Kılıçlı, hastalığın risk faktörleri, belirtileri ve tarama yöntemleri hakkında bilgi verdi.
İSTANBUL (Bursa Kuşu) – Uzm. Dr. Çağrı Kılıçlı, prostat kanserinin başlangıç aşamalarında çoğunlukla belirti vermediğini, ancak ilerleyen dönemlerde idrar yapmada zorluk, sık idrara çıkma, idrarda kan görülebilmesi ve ileri evrelerde bel ağrısı gibi rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini belirtti.
Risk faktörleri arasında yaşın ilerlemesi, ailede prostat kanseri öyküsü, obezite, kötü beslenme alışkanlıkları, sigara kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzı bulunduğunu dile getiren Dr. Kılıçlı, brokoli, tahıl ve likopen içeren domateslerin koruyucu etkisinin olduğunu ifade etti. Ayrıca, haftada 3 saat yoğun egzersiz yapmanın kansere bağlı ölüm riskini yüzde 61 oranında azalttığını vurguladı.
TANI VE TARAMA
Tanı sürecinde PSA testi, rektal muayene, ultrason, MR ve biyopsi gibi yöntemlerin kullanıldığını belirten Dr. Kılıçlı, PSA değerlerinin yaşa bağlı olarak değiştiğini (40-49 yaş: 0-2,5 ng/ml; 70-79 yaş: 0-6,5 ng/ml) ifade etti. PSA’nın tek başına kanser tanısı koymak için yeterli olmadığını, prostatit veya iyi huylu büyüme gibi durumlarda da yükselme gösterebileceğini vurguladı.
Tedavi yöntemleri arasında aktif gözlem, radyoterapi ve cerrahi seçenekleri yer alıyor. Türkiye’de bağırsak, meme ve rahim ağzı kanserleri için ücretsiz tarama yapılırken, prostat kanseri için risk grubundaki (40 yaş üstü) ve 50 yaş üstü erkeklerde 1-3 yılda bir PSA testi ve ürolog muayenesi önerilmektedir.
Kılıçlı, “Aile hekimlerine başvurarak doğru bilgi almak, kansere bağlı olumsuz sonuçların azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır” dedi.
Yorumlar kapalı.