Gastroenteroloji ve Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, dehidratasyonun (sıvı kaybı) nedenleri, belirtileri, risk grupları ve önlenme yolları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
İSTANBUL (Bursa Kuşu) – Dehidratasyonun, yani vücudun aldığı sıvıdan daha fazlasını kaybetmesinin, özellikle sıcak havalarda ve bazı sağlık koşullarında ciddi tehlikeler oluşturabileceğini belirten Prof. Dr. Atamer, sıvı kaybının her zaman kolayca fark edilemeyeceğini vurguladı.
Ağız kuruluğu, baş dönmesi ve koyu renkli idrar gibi belirtilerin sıvı kaybına işaret edebileceğini ifade eden Prof. Dr. Atamer, “Özellikle bebekler ve çocuklarda sıvı kaybı büyük bir önem taşır. Ağız ve dilde kuruluk, gözyaşının olmaması ve 3 saat boyunca bezin ıslanmaması gibi belirtiler gözlemlenebilir” dedi.
SIVI KAYBI SU DIŞINDA HİÇBİR İÇECEKLE GİDERİLEMEZ!
Bebekler, çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireylerde sıvı kaybının ölümcül olabileceğine dikkat çeken Atamer, günlük yeterli miktarda su içmenin hayati önem taşıdığını, çay, gazlı içecekler ve diğer içeceklerin suyun yerini tutamayacağını belirtti.
Aşırı sıvı kaybını önlemek amacıyla günde 2-3 litre arasında sıvı alımının gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Ancak bu miktar, kişinin sağlık durumu, yaşı, cinsiyeti ve aktivitelerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu nedenle ağız kuruluğu ve susama hissi olmadan da yeterli sıvı almak önemlidir” şeklinde konuştu.
Sıvı kaybını çay ile dengelemenin mümkün olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Atamer, “Çay, tam tersine sık idrara çıkmayı sağladığı için sıvı kaybını artırır. Sıcak havalarda ayran gibi dengeli elektrolitler içeren içecekler tercih edilebilir. Ancak en önemlisi bol su içmektir. Sıvı kaybı, su dışında hiçbir şeyle telafi edilemez, gazlı içecekler de dahil. Sıvı kaybı yaşandığında mutlaka yerine koyulmalıdır. Ciddi bir durumla karşılaşıldığında hastaneye başvurulması gerekir” ifadelerini kullandı.